Abstract
Bronchobiliary fistula ( BBF) is a defective passage between bronchial and biliary system and a very rare entity. Our case had cough, fever, abdominal pain and jaudince for one month and his complaints started after a cholecystectomy operation. Endoscopic retrograde cholangiopancreatography revealed opaque substance passage from biliary tract to the lung. His complaints improved after biliary stent implementation.
Keywords :
Bronchobiliary fistula
, Endoscopic retrograde cholangiopancreatography
, Cholecystectomy
Turkish Abstract
Bronkobiliyer fistül (BBF) nadir görülen, safra yolları ile bronş sistemi arasında anormal ve defektif geçiş ile karakterize bir durumdur. 2 yıl önce kolelitiyazis nedeniyle kolesistektomi operasyonu geçiren olgumuz, 1 aydır öksürük, ateş yüksekliği, karın ağrısı ve sarılık şikayeti nedeniyle tetkik edilmekteydi. Yapılan endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi sonucunda safra yollarından akciğere opak madde geçişi saptandı. Hasta, uygulanan biliyer stentten sonra yakınmasız olarak takip edilmektedir.
Turkish Keywords :
, Bronkobiliyer fistül
, Endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi
, Kolesistektomi
Introduction
Bronkobiliyer fistül (BBF) nadir görülen, safra yolları ile bronş sistemi arasında anormal ve defektif geçiş olması ile karakterize bir durumdur. BBF?ler genellikle karaciğerin kisthidatik veya amibik hastalığı, kolelityazis, koledokolityazis, peptik ülser hastalığı, malignite, konjenital malformasyonlar veya geçirilmiş cerrahilere sekonder bir komplikasyon olarak karşıya çıkar 1,2. Klinik olarak en sık safralı balgam çıkarma ile presente olmakla birlikte, karın ağrısı, öksürük, solunum sıkıntısı gibi nonspesifik semptomlar da görülebilmektedir. Biz bu sunumda endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi (ERCP ) de saptanan bir bronkobiliyer fistül olgusunu bildirdik.
Case Report
Elli yaşında erkek hasta, 1 aydır var olan iştahsızlık, karın ağrısı, vücutta sararma, ateş yüksekliği ve öksürük şikayetleri ile Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakultesi (AÜTF) Hastanesi Acil Servisi?ne başvurdu. Hastanın fizik muayene bulguları; genel durumu orta-iyi, vücut sıcaklığı :37,9 ºC, kan basıncı: 100/60 mmHg, nabız: 88/dk, solunum sayısı: 20/dk idi. Batın muayenesinde sağ üst kadranda hassasiyeti olan hastada asit ve hepatosplenomegali de mevcuttu. Diğer sistem muayeneleri doğal idi. Hastanın laboratuvar parametreleri; hemoglobin:10g/dl(12-16 gr/dl), lökosit: 10.600BIN/mm3(4800-10800 BIN/mm3), trombosit: 200,000 BIN/ul(150.000-450.000 BIN/ul), kreatinin: 0,6 mg/dl (0,5-1 gr/dl), ALT:42 u/L(0-41 u/L), AST:50 u/L (0-40 u/L), LDH: 314 u/L(135-214 u/L), alkalenfosfataz: 358 u/L(40-129 u/L), total billuribin: 5,4 mg/dl(0,1-0,2 mg/dl), direk billuribin: 4,7 mg/dl (0-0,2 mg/dl), protrombin zamanı (PT):13 sn, aktive tromboplastin zamanı(aPTT): 29 sn, total protein:4,5 g/dl (6,6-8,7 g/dl), albumin: 2 g/dl( 3,9-4,9 g/dl) idi. Hastanın öyküsünden 2 yıl önce kolelitiyazis nedeni ile kolesistektomi operasyonu geçirdiği öğrenildi. Acil serviste bakılan karaciğer ve safra yolları ultrasonografisinde, intrahepatik safra yolları belirgin olarak izlenen hastanın karaciğer sol lobunda da fokal lezyon görülmekte idi. Karaciğerde kitle, abse ve ekstra heapatik kolestaz ön tanıları ile hasta gastroenteroloji kliniğine yatırıldı. Tanıya yönelik yapılan ERCP?de verilen opak maddenin safra yollarından akciğere kaçtığı gözlendi (Şekil-1). ERCP?de aynı zamanda koledok kanalının ileri derecede daralmış olduğu ve orta hattan ana bileşkeye kadar tıkalı olduğu görüldü ve darlık olan kısma biliyer stent yerleştirildi (Şekil-1).
Hastanın toraks tomografisinde, akciğer parankim penceresinde yapılan incelemede ,sağ alt lob lateral kesimde plöro-parankimal düzensizlikler ve görüntü alanına giren inrahepatik safra yollarında hava dansiteleri mevcuttu. Karaciğer ve safra yollarına yönelik çekilen dinamik bilgisayarlı tomografisinde de, karaciğer sol lobtan başlayan ve dalak hilusuna kadar uzayan düzensiz görünümde cidar opaklaşması gösteren loküle sıvı formasyonu mevcuttu. Abseye yönelik drenaj kateterr yerleştirilerek serbest drenaja alındı ve antibiyoterapi uygulanıldı. Takiplerinde karaciğer enzimleri ve serum billuribin değerleri normal sınırlara gelen ve genel durumu düzelen hasta rutin poliklinik kontrolü ile taburcu edildi.
Discussion
Bronkobiliyer fistül (BBF) oldukça nadir görülen bir durumdur. En sık sebebi hidatik kist hastalığı olarak bilinse de literatürde olgular sıklıkla cerrahiye sekonder olarak bildirilmeye başlanılmıştır. Bronkobilier fistüllerde bizim olgumuzda da olduğu gibi ERCP ve perkütan transhepatik kolanjiografi hem tanısal hem de terapötik yöntemlerdir 3,4. Sonuç olarak, sunduğumuz olguda da mevcut olduğu gibi, safra yolları cerrahisi öyküsü olan hastalarda, nonspesifik karın ağrısı, sarılık veya safralı balgam gibi semptomlarla presente olduklarında bronkopulmoner fistül de her zaman akılda tutulmalıdır.
References
- Andalkar L, Trow TK, Motroni B, Katz DS. Bronchobiliary fistula as a complication of liver metastases: diagnosis by HIDA scan. Clin Nucl Med. 2004;29:289 ?91.
- Khandelwal M, Inverso N, Conter R, Campbell D. Endoscopic management of a bronchobiliary fistula. J Clin Gastroenterol. 1996; 23: 125?27.
- D?Altorio RA, Mcallister JD, Sestric GB, Cichon PJ. Hepatopulmonary fistula: Treatment with biliary metallic endoprothesis. Am J Gastroenterol. 1992; 87 (6): 784-6.
- Brem H, et al. The use of endoscopy to treat bronchobiliary fistula caused by choledocholithiasis. Gastroenterology. 1990; 98:490-2.
Information Presentation
2-6 ekim 2013 ulusal iç hastalıkları kongresinde poster olarak sunulmuştur.
|