|
|||||||
Turkish abstractMeme sarkomları histolojik olarak diğer anatomik bölgelerdeki yumuşak doku sarkomlarına benzerler. Bu grup içerisinde, fibrosarkom, malign fibröz histiyositom, liposarkom, leiomiyosarkom, malign schwannom, rabdomyosarkom, kondrosarkom yer alır. Biz bu yazıda, modifiye radikal mastektomi (MRM) hattında, aldığı radyoterapi sonrası malign fibröz histiyositom (MFH) gelişmiş bir olgumuzu sunmayı amaçladık.Kırk bir yaşında bayan hastaya 2003 yılında sol meme kanseri nedeniyle MRM yapılmış. Ardından altı kür kemoterapi (KT) ve altı kür de radyoterapi (RT) almış. Sonrasında sistemik (kemik + akciğer + beyin) metastaz nedeniyle tekrardan kemoterapi ve radyoterapi almış. Kontrolleri sırasında, sol memede insizyon hattı boyunca kitle oluştuğu gözlenmiş. Hastanın insizyon hattındaki kitle tarafımızca eksize edilmiştir. Patoloji sonucu, MFH/Postradyasyon Sarkomu, olarak raporlandı. Postoperatif dönemde RT aldı. Sonraki yıllarda aynı bölgede 2 kez nüks gelişti ve bunlar da eksize edildi. Bu eksizyon materyallerinin patolojileri de MFH, olarak raporlandı. Sarkomların klinik prezentasyonu hızlı büyüyen, büyük, ağrısız meme kitleleri şeklindedir. Nüksler çok sık görülür. Tanı kalın- iğne biyopsisi veya açık biyopsi ile konulur. Primer tedavisi geniş eksizyondan mastektomiye kadar değişir. Palpe edilebilir lenfadenopati olmadıkça aksiller diseksiyon endike değildir. IntroductionMemede meydana gelen primer sarkomlar, tüm malign meme tümörlerinin % 1'den daha azını oluşturur 1,2. Meme sarkomları histolojik olarak diğer anatomik bölgelerdeki yumuşak doku sarkomlarına benzerler. Bu grup içerisinde, fibrosarkom, malign fibröz histiyositom (MFH), liposarkom, leiomiyosarkom, malign schwannoma, rabdomyosarkom, kondrosarkom yer alır. Bunlardan MFH?lar, ilk olarak 1964 yılında O'Brien ve Stout tarafından ayrı bir klinikopatolojik hastalık olarak tanımlanmıştır 3. MFH bağ dokusu kökenli bir tümör olup, primer veya sekonder olarak radyasyona maruz kaldıktan sonra ortaya çıkabilir 4, 5. Biz bu yazıda, modifiye radikal mastektomi (MRM) hattında, aldığı radyoterapi sonrası 3 kez nüks gelişen MFH tanılı bir olgumuzu sunmayı amaçladık. Case ReportKırkbir yaşındaki bayan hastanın başka bir hastalığı ve devamlı kullandığı ilaç yok. Hastaya 2003 yılında sol meme areola altında kitle nedeniyle yapılan tetkikler sonrasında meme kanseri tanısı konmuş. Mamografide aksillada patolojik lenf nodlarının olması üzerine MRM yapılmış. Patoloji sonucu, invaziv duktal karsinom ve aksilladan diseke edilen 21 lenf nodunun 11?i karsinom metastazı, olarak raporlanmış. Bunun üzerine, hastadaki kötü prognostik faktörler de gözönünde bulundurularak, 6 kür kemoterapi ve radyoterapi uygulanmış. Sonrasında 2008 yılında sistemik (kemik + akciğer + beyin) metastaz nedeniyle tekrardan kemoterapi ve radyoterapi almış. Kontrolleri sırasında, sol memede insizyon hattı boyunca kitle oluşması üzerine polikliniğimize yönlendirilmiş. Hastanın insizyon hattındaki kitle tarafımızca eksize edildi. Patoloji sonucu MFH / postradyasyon sarkomu olarak raporlandı. Tümörün çapı 4x3,2 cm idi. Mikroskobik olarak, demetler yapan, iğsi ve oval nükleuslu, bazıları pleomorfik olan tümör hücreleri gözlendi (Resim 1). Ayrıca tümör hücreleri, çevre kas ve yağ dokuyu infitre etmekte idi (Resim 2). Tümör de düz kas aktin (-), CD 68 (+) ve Ki67 %25 idi (Resim 3). Pektoralis majör kasının bir kısmında eksize edilmesine rağmen, posterior alanda salim cerrahi sınıra ulaşılamadı. Bunun üzerine postoperatif dönemde bu bölgeye radyoterapi verildi. Sonraki yıllarda aynı bölgede 2 kez nüks gelişti ve bunlarda eksize edildi. Bu eksizyon materyallerinin patolojileri de MFH olarak raporlandı. Bunlarda sırasıyla tümör çapları 1 cm ve 0,8 cm idi. Hasta son operasyondan yaklaşık 3 ay sonra exitus oldu.
Ayrıca tümör hücreleri, çevre kas ve yağ dokuyu infitre etmekte idi (Şekil 2).
Tümör de düz kas aktin (-), CD 68 (+) ve Ki67 %25 idi (Şekil 3).
DiscussionMemede meydana gelen primer sarkomlar, tüm malign meme tümörlerinin % 1'den daha azını oluşturur 1, 2. Bizim hastanemizde meme tümörü nedeniyle takibimizde olan hasta sayımız çok fazla olmasına rağmen, kayıtlara geçmiş sadece 1 tane MFH vakası bulunmaktadır. MFH?lar, genellikle dev pleomorfik ve inflamatuar hücreler ile karışık fibroblast ve histiositik benzeri hücrelerden oluşmaktadır 6. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) son verilerine göre, yumuşak doku sarkomları 3 gruba ayrılmıştır. Bunlar: Storiform- pleomorfik MFH, dev hücreli MFH ve inflamatuar MFH dır. Genellikle orta yaşlı kadınlarda (ortalama 57 yaş), nadiren de daha yaşlı erkeklerde (ortalama 67 yaş) görülür 7, 8. Bizim hastamızda literatürlerde belirtildiğinden daha genç yaşta MFH oluşması yüksek radyasyon öyküsüne bağlanmıştır. Hastalar genellikle kısa bir süre içinde ortaya çıkan, memede kitle veya şişlik şikayetiyle başvururlar. Lenfovasküler invazyon olmadığı sürece ağrı şikayetine sık rastlanmaz. İleri evre hastalarda, kilo kaybı ve yorgunluk gibi tipik olmayan bulgular da görülebilir 9. Büyük bir çoğunluğunda radyasyon öyküsü mevcuttur. Literatürler incelendiğinde, meme MFH tedavisinde ilk seçeneğin cerrahi olduğu görülmektedir. Radikal mastektomi, MRM ve meme koruyucu cerrahisi de (MKC) dahil olmak üzere, meme MFH için çeşitli cerrahi seçenekleri önerilmektedir 10,11. Bazı araştırmacılar cerrahinin, lokal nüks oranını azaltmak için göğüs kaslarını da içeren radikal mastektomi şeklinde olması gerektiğini savunmaktadır 10. Bazı araştırmacılar da negatif cerrahi sınır sağlamak koşulu ile 5 cm ve altı tümörlerde MKC nin uygulanabileceğini söylemektedirler 11. Aksiller lenf nodu diseksiyonunun gerekliliği halen tartışma konusudur. Fakat çoğu araştırmacı aksiller lenf nodu diseksiyonunun, aksiller tutulumu olan hastalar için önemli bir prognostik faktör olduğundan yapılması gerektiğini savunmaktadır 3,12. Fakat son zamanlarda etkin olarak kullanılan ve aksiller diseksiyonun morbiditesinin azaltan sentinal lenf nodu biyopsisi (SLNB) yapılıp, SLNB sonucu pozitif gelenlerde aksiller diseksiyon yapılabilir. Lokal nüks ve uzak organ yayılımı açısından yüksek insidansa sahiptirler. Lokal nüks oranları yaklaşık %44 olarak belirtilmiştir. En sık uzak metastaz akciğere (%80) olup, kemik, karaciğer ve plevraya metastaz yapabilmektedirler. Bizim hastamızda da, ilk operasyonda radikal bir girişim yapılmasına rağmen, iki kez lokal nüks nedeniyle reeksizyon yapılmıştır ve hastamızda kemik + akciğer + beyin metastazı gelişmiştir. MFH için adjuvan tedavinin (kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi) yeri yetersiz prospektif randomize klinik çalışmaların eksikliği nedeniyle belirsizdir 10,13. Kemoterapi sistemik yayılımı engellemek amaçlı verilebilir fakat Blanchard rutin adjuvan radyoterapiyi önermemektedir 14. Bizim hastamızda da adjuvan tedavi almasına rağmen sistemik metastaz gelişmiştir. Blanchard ve arkadaşları. meme MFH hastaların ortalama yaşam süresini 58 ay olarak belirtmiş ve primer tümörün büyüklüğü ile hastalığın nüksü veya ölüm riski arasında bir ilişki olduğunu rapor etmişlerdir 14. Bizim hastamızda lokal nüks ve uzak organ nüksünün erken dönemelerde olması nedeniyle ortalama yaşam süresi 19 aydır. Hastalığın düşük insidansı nedeniyle, meme MFH için prognostik faktörler tam olarak bilinmemektedir. İncelenen literatürlerde özellikle tümörün büyüklüğü, uzak metastaz varlığı, ileri yaş, Ki-67 pozitifliği ve aksiller tutulum kötü prognostik faktör olarak belirtilmektedir 15,16. Sonuç olarak, lokal ve uzak nüks oranları, özelliklede aksilla tutulumu olanlarda, yüksek olduğundan agresif cerrahi MFH için ilk seçenek olmalıdır. Operasyon sonrasında morbiditeyi azaltmak için aksiller diseksiyon kararı, yapılan sentinel lenf nodu biyopsisi sonucuna göre verilebilir. Fakat tümör davranışının ortaya konması, tanı yöntemlerinin geliştirilmesi ve tedavi yaklaşımlarının netleştirilmesi için daha geniş serileri içeren verilere ihtiyaç vardır. References
Information Presentation24-27 Ekim 2013 Antalya Gloria Kongre Merkezinde 12. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresinde poster olarak sunulmuştur. |
|||||||
Keywords : Malign Fibröz Histiyositom , Postradyasyon Sarkomu , Meme kanseri |
|